Bu gün şair, ədəbiyyatşünas, tənqidçi, filologiya elmləri doktoru, professor Mikayıl Rəfilinin doğum günüdür. Kulis.az bu münasibətlə Nazim Hikmətinin onun xatirəsinə yazdığı “Mikayıl Rəfiliyə ağı” şeirni orijinalda təqdim edir.
neslimin yaprak dökümü başladı,
çoğumuz, kışa giremeyeceğiz.
deliye döndüm refili,
haberini alır almaz...
ne diyecektim...
aklında mı, mikail...
ama artık aklın yok,
burnun, ağzın, gözlerin yok,
kardeşim, bir kemik yığınısın
bakü'de bir mezarlıkta.
ne diyecektim...
moskova'da, bizde, bir yılbaşı gecesi,
sofrada, dibinde donanmış çam ağacının
kocaman bir oyuncak gibiydin pırıl pırıl.
pırıl pırıl gözlerin, dazlak kafan,
saygıdeğer göbeğin.
dışarıda geceye bulanmış karşı bir orman.
sana bakıp düşünüyordum:
eski şarap fıçısı gibi keyifli, hazret,
eski şarap fıçısı gibi sağlam.
benden çok sonra ölecek.
arkamdan bir de makale döktürür,
bir şiir yahut:
"nazım'la moskova'da 24'te tanıştım filan"
sahi, mikail, şair olabilirdin,
profesör oldun.
ama mesele bunda değil.
yapılan işin ya çok iyisi yaşıyor bizden sonra,
ya çok kötüsü.
seninki orta halliydi sanırım,
benimki de öyle.
yani, sesimiz bu kubbede kalacak diye
tesellimiz yok.
ben kendi payıma üzülmüyorum buna,
tesellisiz yaşamayı becerdim,
beceririm tesellisiz ölmesini de,
senin gibi refili.