Burulğan

Burulğan
31 mart 2013
# 19:35

Hortum

“Napoli civarında iki boş günün varsa Kapri Adası’na git,”demişti bir arkadaşım. Ben de gittim. Sabahları romanımı yazıyor, akşamları turist kafileleri adadan çekilince sokaklarda yürüyordum.

İkinci günümün sabahında, adanın uzak bir köşesindeki otel odasında Masumiyet Müzesi’nin bir sayfasını yazıyordum ki manzaranın çağrısını hissettim. Ve bir pencerenin önünde, roman yazarken sık sık yaptığım gibi, gözümün ucuyla aşağıdaki aleme bir bakış atmak istedim.

Bu istek bu sefer tuhaf bir şekilde güçlüydü. Başladığı cümleyi bitirmek için hızlanan dolma kalemimin ucundan ve kağıttan başımı kaldırınca da işte bu manzarayı gördüm. “Aaa, bu ne!”dedim kendi kendime. Rüya gibi sessiz bir şeydi. Etrafta hiç rüzgar yoktu, yaprak kıpırdamıyordu ve beyaz şey ağır çekilmiş bir filmdeki gibi yavaşça ilerliyordu.

Heyecana, telaşa kapıldım ve fotoğraf makineme sarıldığım gibi birkaç resim çektim. Evet, bu bir hortumdu, ve bir tek bana görünmüştü sanki. Birkaç fotoğraf daha çektikten sonra hortumun varlığına alışıp sakinleştim.

Beyaz su tanecikleri sütununun kurşuni deniz üzerinde ağır ağır ilerleyişini iştahla seyrettim. Sonradan kitaplardan okuyup öğrendiğim gibi, fırtınasız, dalgasız havalarda da hortum oluşabileceğini henüz bilemediğim için, manzara bir mucize gibi görünmüştü bana.

Kafam, roman kahramanımın aşk dertlerinden bir anlığına uzaklaşıp, deprem, sel, fırtına gibi daha büyük doğal hareketlerin karşı konmaz gücüyle büyülenmişti. Hortuma şaşkın şaşkın bakarken “Bu alemde niye varız?”, “Hayatta ne yapmalı?” gibi sorular soruyordum kendime.

Bu sorulara cevap aramanın en iyi yolunun da, yazı ve roman yazmak olduğunu aklımın bir yanıyla aslında biliyordum. Hortum zayıflayıp yok olmadan heyecanla masama oturdum ve yazmaya devam ettim. Başımı yazının mucizesinden kaldırdığımda ise hortum kaybolmuştu bile.

19 Eylül 2006, Kapri, saat 11:50

# 2072 dəfə oxunub

Müəllifin son yazıları

# # #